Berber ve kuaförlerde kullanacağınız en gerekli ingilizce cümleler ve kelimeler

Berber ve kuaförde kullanılacak ingilizce ifadeler ve Türkçe okunuşları
İngilizce ifade Türkçe okunuşu Türkçe anlamı
I’d like an appointment for monday. ayvd layk en epoyıntmınt foo mandey Pazartesi günü için bir buluşma istiyorum.
Can you put me down for a perm? ken yu put mi davn foo e perm Bana perma için yer(sıra) ayırabilirmisiniz?
Have I got to wait long? hev ay gat tu veyt long Uzun süre beklemek zorundamıyım?
Cut it with washing, please. kat it vit voşing piliiz Saçı yıkayıp kesiniz lütfen.
A shave, please. e şeyv piliiz Traş edin lütfen.
Please tint the hair. piliiz tint dı heyır Saçı boyayın lütfen.
Please cut the hair a bit shorter. piliiz kat dı heyır a bit şortıa Saçı daha kısa kesin lütfen.
Please take a bit more off at the front sides. piliiz teyk e bid moo of et dı fıront sayds Lütfen ön kısımlardan biraz daha fazla alın. (Saç kesimi esnasında)
Please take a bit more off at the back sides. piliiz teyk e bit moo of et tı bek sayds Lütfen arka kısımlardan biraz daha fazla alın. (Saç kesimi esnasında)
Please take a bit more off at the top sides. piliiz teyk e bit moo of et dı top sayds Lütfen üst kısımlardan biraz daha fazla alın. (Saç kesimi esnasında)
How much? hav maç Kaç para?
eyebrows aybırovs Kaş
beard biyırd Bıyık.
brown bıravn Kahve rengi.
blond bılont Sarışın.
perm perm Perma yapmak.
dye daı Boya, boya yapmak.
curler körlıa Kıvırcıklaştırmak, bigudilemek.
wig wiig Peruk, takma saç.
sideburns saydbörnz Favoriler.
trim trim Saçı düzeltmek, bakım yapmak, taramak, yıkamak, şekillendirmek.
hairspray heyırsıprey Saç spreyi.
shampoo şampuu Şampuan.

Elbise, giysi ve ayakkabı alırken kullanacağınız en gerekli ingilizce cümleler

Elbise, giysi ve ayakkabı alırken kullanılacak ingilizce ifadeler ve Türkçe okunuşları
İngilizce ifade Türkçe okunuşu Türkçe anlamı
Where’s a good clothing shop? veriz e gud kıloding şop Elbise mağazası nerede?
Can you show me this coat? ken yu şov mi diz kot Bana bu kot pantolonu gösterebilirmisiniz?
I’d like a pair of leather shoes. ayvd layk e peyır of ledır şuuz Bir çift deri ayakkabı istiyorum.
I wear a T-shirt. ay viyır e ti şört Ben T-shirt giyerim.
Could you take my measurements? kuld yu teyk may mizırımınts Benim ölçülerimi alabilirmiydiniz?
Have you got another colour? hev yu gat enadır kalır Başka rengi var mı?
Is it washable? iz it weşeybıl Bu yıkanabilir mi?
What’s it made of? vat iz it meyd ov Bu neyden yapılmış?
Can I try it on? ken ay tıray it on Bunu üzerimde deneyebilirmiyim?
Where are the changing cubicles? ver ar dı çeyncing kübıkıls Giyinme kabinleri nerede?
It’s too tight. its tuu tayt Bu çok sıkı.
It’s too small. its tuu sımol Bu çok küçük.
It’s too big. its tuu big Bu çok büyük.
It’s too colourful. its tuu kalırfıl Bu çok renkli.
It fits well, I’ll take it. it fits vel ayvil teyk it Bu tam üstüme göre, bunu alacağım.
Can you tailor it for me? ken yu teylır it for mi Bunu benim için terzide yaptırabilirmisiniz.
Can I exchange it, please? ken ay eksçeync it piliiz Bunu değiştirebilirmiyiz lütfen?
Can these shoes be reparied? ken diiz şuuz bi ripeyrıd Bu ayakkabılar onarılmış olabilir mi?
These shoes pinch. diiz şuuz pinç Bu ayakkabılar ayağımı rahatsız ediyor.
Have you got a larger size? hev yu gat e larcır sayz Daha büyük bir ölçüde olanı var mı?
I need new laces. ay niid nüyv leysıs Yeni bağcıklara ihtiyacım var.
Have you got a smaller size? hev yu gat e smolır sayz Daha küçük bir ölçüde olanı var mı?
I want to wear this hat. ay want to wiyır diz het Ben bunu giymek istiyorum.

Süpermarket ve alışveriş merkezlerinde kullanabileceğiniz en gerekli ingilizce cümleler

Süpermarket ve alışveriş merkezlerinde kullanılacak ingilizce ifadeler ve Türkçe okunuşları
İngilizce ifade Türkçe okunuşu Türkçe anlamı
Special today! sıpeşıl tudey İndirim günü! Bugün indirim var.
Where are the trolley please? ver ar dı tıroliy piliiz Alışveriş arabaları nerede acaba?
Can you change this for me? ken yu çeync diz foo mi Bunu benim için değiştirebilirmisiniz?
I’d like tometoes please. ayvd layk tomeytoz please Domates istiyorum lütfen.
Have you got bread? hev yu gat bired Ekmek var mı?
Where is the milk? ver iz di milk Süt nerede?
Where are fruits? ver ar fırüyts Meyveler nerede?
Where is the food section? ver iz dı fuud sekşın Et bölümü nerede?
How much? hav maç Kaç para? Fiyatı nedir?
Can I buy only one? ken ay bay van Bir tane alabilirmiyim?
Have you got a similar product? hev yu gat e similır purodakt Benzer ürünleriniz var mı?
I’d like a 100 grams. ayvd layk e handrıd gıramz 100 gram alıyım.
Can you weigh this? ken yu weyh diz Bunu tartabilirmisiniz?
How long does it stay fresh? hav long daz it sitey fireş Bu ne kadar süre taze kalır?
Thanks, I’m already being served. tenks ayem olredi biying sörvıd Teşekkürler, ben işimi hallettim.
Thanks, that’s all. tenks dets ol Teşekkürler, heps bu kadar.
A carrier bag, please. e kerıyır beg piliiz Bir taşıma çantası lütfen!
Have you got paper bags? hev you got peypır begs Kağıt poşetiniz(Kese kağıdı) var mı?
Can you pick it up for me? ken yu pik it ap foo mi Bunu benim için alabilirmisiniz(Kaldırabilirmisiniz)?
How much in total? hav maç in totıl Hepsi toplamda ne kadar tuttu? Hepsinin toplam fiyatı nedir?
Do you take Euro? du yu teyk oyro Avro(Yuro) alıyormusunuz?
Do you take traveller’s cheques? du yu teyk tırevılırs çeks Seyahat çeki alıyorumusunuz?
Do you take credit cards? du yu teyk kıredit kards Kredi kartı alıyormusunuz? Kredi kartı kabul ediyormusunuz?

Barlarda ve Kafelerde kullanabileceğiniz en önemli ingilizce cümleler

Barlarda ve kafelerde kullanılacak ingilizce ifadeler ve Türkçe okunuşları
İngilizce ifade Türkçe okunuşu Türkçe anlamı
Is there a nice bar here? iz der e nays bar hiya Buralarda güzel bir bar var mı?
How should I dress? hav şuld ay dıres Nasıl giyinmeliyim?
Can you eat there? ken yu iyıt der Orada yemek yenebiliyor mu?
What cocktails do you serve? vat kakteylz du yu sörv Hangi kokteyllerden servis ediyorsunuz?
I’d like a long drink. ayvd layk e long dirink Uzun içimlik bir içki lütfen.
Do you serve nonalcoholic drinks? du yu sörv nanalkoholik dırinks Alkolsüz içki servisiniz var mı?
Do you still serve warm food? du yu sitil sörv varm fuud Hala sıcak yiyecek servis ediyormusunuz?
Join me for a drink? coyin mi foo e dırink Bana içki içerken katılınız.
Is this seat taken? iz diiz siıt teykın Bu oturacak yerin sahibi var mı?
I’d like a glass of juice. ayvdk layk e gıles ov cuyzs Bir bardak meyve suyu rica ediyorum.
With ice please! vit ays piliiz Buzlu olsun lütfen.
Without ice please! vidağut ays piliiz Buzsuz olsun lütfen.
What sorts of ice cream have you got? vat sorts ov ay kıriim hev yu gat Hangi çeşit dondurmalarınız var?
With whipped cream, please. vit vipıd kırim piliiz Kremşanti li olsun lütfen.
Have you got child sundeas? hev yu gat çayld sandiiz Çocuklar için tatlılarınız var mı?
I’d like a piece of cake. ayvdk layk e piiz ov keyk Ben bir dilim kek rica alırım.
What sorts of cake have you got? vat sorts ov keyk hev yu gat Hangi çeşit kekleriniz var?
A pot of coffee, please. e pot ov kafii piliiz Bir fincan kahve lütfen.
I’d like to pay! ayvdk layk tu pey Ben ödemek isterim.
I want to one vodka. ay vant tu van votka Ben bir votka istiyorum.
Can we drink one coffee together? ken vi dirink van kafii tugedır Beraber bir kahve içebilirmiyiz?
Yes, ofcourse. yes ofkors Evet, tabii ki.
I’m sorry my boyfriend is waiting for me and I have to go now. ayem sori may boyfirend iz veyting for mi end ay hev tu go nav Üzgünüm erkek arkadaşım beni bekliyor ve şu an gitmek zorundayım.

Hesap öderken ve Ismarladığınız yiyeceği geri gönderirken kullanacağınız en gerekli ingilizce cümleler

Restorant’ta hesap öderken ve şikayet ederken kullanılacak ingilizce ifadeler ve Türkçe okunuşları
İngilizce ifade Türkçe okunuşu Türkçe anlamı
Is everything cover included. iz evritink kavır inkıludıt Herşey fiyata dahil mi?
The food was excellent. dı fuut vaz eksılınt Yemekler harikaydı.
My compliments to the chef. may campliment to dı şef İltifatlarım aşçıya.
I liked it very much. ay layk it veri maç Bunu çok sevdim.
We were very satisfied. vi vör veri setisfayt Biz çok memnun kaldık.
The food is cold. dı fuut iz kolt Yemek soğuk.
This is not my order. dis iz nat may ordır Bu benim siparişim değiş.
Have forgotten my wine? hev yu forgattın may vayn Benim şarabımı unuttunuz mu?
Please get the manager. pıliis get dı menıcır Lütfen müdürü çağırın.
Please take it back. piliis teyk it bek Lütfen bunu geri alınız.
I’d like to pay! ayvd layk tu pey Ben ödemek isterim!
All on the same bill, please. oll on dı seym bil piliiz Hepsini bir hesapta alın lütfen.
Seperate bills please. sepıreyt bilz piliiz Ayrı hesaplar lütfen.(Ayrı ayrı, alman usülü)
I’d like a receipt, please. ayvd layk e risaypt piliiz Fiş, fatura alabilirmiyim lütfen.
Can I pay by credit card? ken ay pey bay kıredit kart Kredi kartı ile ödeyebilirmiyim?
That’s right. dets rayt Tamam, sorun yok.
The bill seems wrong to me. dı bil siimz rong tu mi Hesapta bir yanlışlık görüyorum sanki.
I didn’t have that. ay didınt hev det Ben bunu almadım.
refuse refüyz Geri çevirmek, refüze etmek, reddetmek
thirst törst susamak
glass gıles bardak
hair heyır saç
hunger hungıa açlık